
İş sözleşmesi, bir işçinin belirli bir işverene bağlı olarak çalışmayı taahhüt ettiği ve bunun karşılığında işverenin de işçiye ücret ödemeyi üstlendiği, işçi ve işveren arasında yapılan hukuki bir anlaşmadır. İşçi, işverenin emir ve talimatlarına bağlı olarak çalışır. İşveren, işin nasıl ve ne zaman yapılacağını belirleyebilir. Bu sözleşme, işçinin belirli bir işi yapmasını, işverenin de bunun karşılığında çalışma koşullarına uygun bir ortam sunmasını ve ücret ödemesini içerir. İş sözleşmesi, hem işverenin hem de işçinin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen en temel belgelerden biridir ve çalışma ilişkisinin çerçevesini çizer.
İş sözleşmesi, işçinin çalışma süresi, işin niteliği, işverene bağlılık durumu ve tarafların iradesine göre farklı şekillerde düzenlenebilir. Taraflar, iş sözleşmesi türünü belirlerken İş Kanunu’na uygun hareket etmeli ve işçilerin haklarını koruyacak şekilde düzenleme yapmalıdır. Özellikle belirli süreli, kısmi süreli, çağrı üzerine çalışma gibi sözleşmelerde kanuni düzenlemelere dikkat edilmesi, ileride yaşanabilecek iş hukuku sorunlarını önlemek açısından önemlidir.
İş sözleşmeleri, süresine, çalışma şekline, tarafların iradesine ve işin niteliğine göre farklı kategorilere ayrılabilir.
İş Kanunu çerçevesinde en yaygın iş sözleşmesi türleri aşağıdaki gibidir:
Not: İşveren, belirli süreli iş sözleşmesini zincirleme (sürekli) hale getiremez. Eğer objektif bir sebep olmadan yenilenirse, sözleşme belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşür.
Not: Kısmi süreli çalışanların sigorta primleri, çalıştıkları saat üzerinden hesaplanır ve eksik gün bildirimi yapılabilir.
Örnek: Organizasyon firmaları, oteller, dönemsel iş yapan şirketler bu modeli sıkça kullanır.
Not: Deneme süresinde de işçi ücret ve sigorta hakkına sahiptir, ancak fesih durumunda ihbar süresi ve tazminat hakkı olmaz.
Örnek: Bir inşaat firması, şantiye için 5 işçiyi içeren bir ekip ile toplu olarak sözleşme yapabilir.
Örnek: Tarım işçileri, yaz sezonunda otellerde çalışan garsonlar, festival organizasyonlarında görev alan kişiler geçici iş sözleşmesi ile çalıştırılabilir.
Örnek: Belediyelerde temizlik hizmetleri, fabrikalarda güvenlik hizmetleri, hastanelerde yemek hizmetleri genellikle taşeron firmalar tarafından sağlanır.
İş sözleşmesi, işçi ve işveren arasında yapılan, çalışma koşullarını belirleyen yazılı veya sözlü bir anlaşmadır. Ancak, ileride çıkabilecek anlaşmazlıkları önlemek için yazılı olması önemlidir. İş sözleşmesinde şu temel maddeler yer almalıdır:
Son olarak işçi ve işveren sözleşmeyi imzalamalı. Sözleşme iki nüsha olmalı (birisi işçide, biri işverende kalmalı).
1 yıllık iş sözleşmesi, belirli süreli iş sözleşmesi kapsamına girer. Sözleşme süresi dolduğunda aşağıdaki üç senaryodan biri gerçekleşir:
|
Belirli süreli iş sözleşmelerinde ihbar süresi uygulanmaz, çünkü sözleşme sürenin sonunda kendiliğinden sona erer.
Eğer Sözleşme süresi bittiği halde işçi çalışmaya devam ederse ve işveren de bunu kabul ederse, sözleşme belirsiz süreli iş sözleşmesine dönüşür ve işçi kıdem tazminatı gibi haklardan yararlanmaya başlar, iş güvencesi hükümleri ve kötü niyet tazminatı kapsamında hukuki yollara başvurabilir. Ayrıca, işçi, sözleşmenin fiili olarak belirsiz süreliye dönüşmesi veya işverenin eşit davranma ilkesine aykırı hareket etmesi halinde, işe iade davası açma hakkına da sahip olabilir (4857 Sayılı İş Kanunu m.18-21).
Taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesi ister belirsiz, isterse belirli süreli olsun işçinin emekli olması, evlenmesi ya da muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla sözleşmeyi feshetmesi durumunda kıdem tazminatına hak kazanması tartışmasızdır. Bununla birlikte, belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi halinde de, (işçinin haklı feshi, işverenin haksız feshi) kıdem tazminatı hakkı doğar.
İş sözleşmesi, işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinin yasal çerçevede belirlenmesi ve her iki tarafın haklarının korunması amacıyla imzalanır. Bu sözleşme, işin şartlarını ve tarafların yükümlülüklerini açık bir şekilde düzenleyerek olası anlaşmazlıkları önlemeye yardımcı olur.
Öncelikle, iş sözleşmesi işçinin haklarını güvence altına alır. Ücret, çalışma saatleri, fazla mesai, yıllık izin ve sosyal haklar gibi konular bu sözleşmede belirtilerek işçinin mağdur olmasının önüne geçilir. Aynı zamanda, işverenin sigorta primi ödeme, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alma gibi yükümlülükleri de net bir şekilde belirlenmiş olur.
İş sözleşmesi, tarafların yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda hukuki delil oluşturur. İşçinin haksız yere işten çıkarılması veya işverenin işçiden beklenen görevleri tam olarak alamaması gibi durumlarda, sözleşme esas alınarak çözüm sağlanır. Mahkemelerde ve iş hukukuyla ilgili resmi süreçlerde iş sözleşmesi, tarafların haklarını savunmak için önemli bir belge olarak kabul edilir.
Ayrıca, işveren açısından iş sözleşmesi, çalışanın işyerinde belirlenen kurallara uygun hareket etmesini sağlamak için bir düzenleyici unsur görevi görür. Gizlilik sözleşmesi, rekabet yasağı veya iş disiplinine dair hükümler, işverenin işletme düzenini korumasına yardımcı olur.
İş sözleşmesinin geçerlilik süresi sözleşme türüne göre değişir. Belirsiz süreli sözleşmeler süresiz devam ederken, belirli süreli sözleşmelerde ise işin veya sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde sona erme durumu söz konusudur.
İş sözleşmesi yazılı olarak imzalanmamış olsa bile işçi tazminat alabilir. Fiili çalışma varsa iş ilişkisi kabul edilir. İşçi, en az 1 yıl çalışmışsa ve haklı bir sebep olmadan işten çıkarılmışsa kıdem tazminatına, ihbar süresi gözetilmeden işine son verilmişse ihbar tazminatına hak kazanır. Deneme süresi içerisinde taraflar bildirimsiz fesih yapabilir. İş sözleşmesinde denem süresi yer almıyorsa deneme süresi uygulanmaz. Ayrıca fazla mesai, yıllık izin ücreti ve diğer işçilik alacakları da tanık beyanları, SGK kayıtları, maaş bordroları gibi delillerle talep edilebilir. Ancak yazılı sözleşme olmaması, işverenin işçinin haklarını ödememek için hukuki boşluk yaratmasına neden olabileceğinden, işçilerin işe başlarken sözleşme talep etmeleri ve SGK girişlerini kontrol etmeleri önemlidir.
İşten çıkarken işçiye genellikle işten ayrılma sürecini belgeleyen çeşitli evraklar imzalatılır. Bunlar arasında en yaygın olanlar şunlardır:
İşçiler, işten ayrılırken bu belgeleri dikkatlice incelemeli, eksik ödeme veya hak kaybı yaratabilecek maddeler içeriyorsa imzalamaktan kaçınmalı ve gerekirse hukuki destek almalıdır.
İş sözleşmesinin iptali, sözleşmenin türüne ve iptal nedenine göre değişiklik gösterir. İşçi veya işverenin, iş sözleşmesini iptal ederken kanuni haklarını bilmesi, işlemi yazılı olarak belgelendirmesi ve gerekirse hukuki destek alması önemlidir. Özellikle hak kayıplarını önlemek için noter yoluyla veya yazılı bildirim ile fesih işlemi yapılmalıdır.
İmzalanmış bir iş sözleşmesi, tarafların karşılıklı anlaşmasıyla, işçinin veya işverenin tek taraflı feshiyle ya da hukuki geçersizlik nedeniyle iptal edilebilir. İş sözleşmesinin iptal edilme şekli, sözleşmenin süresine (belirli süreli veya belirsiz süreli olması) ve iptale neden olan koşullara göre değişiklik gösterir.
İş sözleşmesi iptal edilmeden önce, hem işverenin hem de işçinin kanuni haklarını ve yükümlülüklerini bilmesi önemlidir. Yanlış bir işlem yapılması durumunda, tazminat hakkı kaybedilebilir veya hukuki sorumluluk doğabilir.
İşçi ve işveren, ortak irade ile iş sözleşmesini karşılıklı anlaşarak feshedebilir. Bu yönteme "ikale sözleşmesi" denir.
Örnek Durum: İşçi, yeni bir iş bulduğu için işten ayrılmak istiyorsa ve işveren de bunu kabul ediyorsa, ikale sözleşmesi yapılarak iş akdi karşılıklı olarak sona erdirilebilir.
İş Kanunu, işçilere haklı nedenlerle iş sözleşmesini feshetme hakkı tanımaktadır. İşçi aşağıdaki durumlarda işten ayrılabilir:
İşçi, haklı fesih gerekçesine dayanarak işten ayrıldığında, kıdem tazminatını talep edebilir ancak ihbar tazminatı alamaz. İşçinin hak kaybına uğramaması için fesih bildirimini yazılı olarak yapması ve noter aracılığıyla işverene göndermesi önerilir.
Örnek Durum: İşçinin maaşı 3 aydır ödenmiyorsa, bu durumu noter aracılığıyla işverene bildirdikten sonra işten ayrılabilir ve kıdem tazminatını talep edebilir.
İşveren de belirli nedenlerle iş sözleşmesini feshedebilir. İşverenin fesih hakkı haklı fesih ve geçerli fesih olmak üzere ikiye ayrılır:
İşveren, aşağıdaki durumlarda işçiyi derhal işten çıkarabilir:
Bu gibi durumlarda işçi, ihbar ve kıdem tazminatı hakkını kaybedebilir. Ancak işverenin, işten çıkarma gerekçelerini somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Eğer işçi, işyerinde uzun süre düşük performans gösteriyor veya işverenin ekonomik durumu kötüye gidiyorsa, işveren geçerli bir sebep göstererek işçiyi işten çıkarabilir.
Bu durumda:
Örnek Durum: İşletme küçülmeye gittiği için bazı pozisyonlar kapatılmışsa, işveren işçiye ihbar süresi vererek işten çıkarabilir.
Belirli süreli iş sözleşmeleri, sürenin dolmasıyla otomatik olarak sona erer. Ancak:
Örnek Durum: Bir işçi 1 yıllık sözleşme ile işe başladı ve süresi dolduğunda işveren yeni bir sözleşme yapmadan çalıştırmaya devam etti. Bu durumda işçi artık belirsiz süreli çalışan olur ve normal işçi haklarını kazanır.
Bazı durumlarda, iş sözleşmesi hukuki açıdan geçersiz sayılabilir. Aşağıdaki durumlarda iş sözleşmesi iptal edilebilir:
Bu tür geçersizlik durumlarında, işçi mahkemeye başvurarak sözleşmenin iptalini talep edebilir ve haklarını geri alabilir.
Örnek Durum: İşçiye zorla maaşının asgari ücretin altında gösterileceği bir sözleşme imzalatılmışsa, bu sözleşme mahkemede geçersiz sayılabilir ve işçi eksik ödenen maaşlarını talep edebilir.
Özel sektörde tazminat alınabilecek durumlar, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, işe iade tazminatı, kötü niyet tazminatı ve ayrımcılık tazminatı gibi çeşitli başlıklarda değerlendirilebilir. İşçinin hangi tür tazminata hak kazanacağı, işten çıkış şekline ve İş Kanunu’ndaki düzenlemelere bağlıdır.
İşçi, en az 1 yıl çalıştıktan sonra aşağıdaki durumlarda kıdem tazminatına hak kazanır:
Kıdem tazminatı hesaplaması işçinin çalıştığı her tam yıl için son brüt ücreti kadar yapılır.
İhbar tazminatı, işverenin işçiyi işten çıkarırken önceden haber vermemesi durumunda ödenir.
İhbar süresi, işçinin çalışma süresine göre değişir:
İşveren bu süreleri gözetmeden işçiyi işten çıkarırsa, işçiye bu süreye karşılık gelen ücretini tazminat olarak ödemek zorundadır.
İşveren, 30 veya daha fazla işçi çalıştıran bir işyerinde, en az 6 aydır çalışan işçiyi geçerli bir neden olmadan işten çıkardıysa, işçi işe iade davası açabilir. Eğer mahkeme işçinin işe iadesine karar verirse ve işveren işçiyi işe başlatmazsa, 4 ila 8 ay arasında iş güvencesi tazminatı ödemek zorunda kalır.
İşveren, işçiyi sendikaya üye olması, hamile olması veya işçilik haklarını talep etmesi gibi nedenlerle haksız yere işten çıkarırsa, işçi kötü niyet tazminatı talep edebilir.
Eğer işveren, aynı işi yapan işçilere cinsiyet, ırk, dil, din veya sendika üyeliği gibi nedenlerle farklı muamele yaparsa, işçi ayrımcılık tazminatı talep edebilir. İşçi, en fazla 4 aylık ücreti kadar tazminat alabilir.
İş sözleşmesi, tarafların hukuki ehliyetsizliği nedeniyle geçersiz olabilir. İş sözleşmesi yapabilmek için tarafların tam ehliyete sahip olması gerekir. 18 yaşından küçük işçiler yalnızca ebeveyn veya vasinin onayıyla sözleşme imzalayabilir. Ayrıca, akıl hastalığı gibi durumlarda kişinin sözleşme yapma yeteneği yoksa iş sözleşmesi geçersiz sayılabilir.
Kanuna aykırı hükümler içeren iş sözleşmeleri baştan itibaren geçersizdir. İş Kanunu ve diğer ilgili yasal düzenlemelere aykırı hükümler barındıran sözleşmeler yasal olarak geçerli kabul edilmez. Örneğin, işçiye asgari ücretin altında maaş öngören bir sözleşme veya fazla mesai ücreti ödenmeyeceğine dair bir madde geçersizdir.
Zorlama veya baskı altında imzalanan iş sözleşmeleri de geçersiz sayılabilir. Eğer işçi, tehdit veya baskı nedeniyle özgür iradesi dışında bir sözleşme imzalamışsa, bu sözleşme hukuken geçerli kabul edilmez ve iptal edilebilir.
Aldatma veya yanıltma içeren sözleşmeler de geçersiz olabilir. İşveren, işçiyi işe alırken yanlış veya eksik bilgi verdiyse ve işçi bu bilgiye güvenerek sözleşme imzaladıysa, sözleşme geçerliliğini yitirebilir. Aynı şekilde, işçi de eğitim, tecrübe veya sağlık durumu hakkında yanlış bilgi vererek iş sözleşmesi yaptıysa, bu durumda da sözleşme geçersiz olabilir.
Şekil şartlarına uymayan iş sözleşmeleri de geçerliliğini kaybedebilir. Belirli süreli iş sözleşmeleri yazılı yapılmalıdır. Yazılı yapılmazsa, belirsiz süreli iş sözleşmesi olarak kabul edilebilir veya geçersiz sayılabilir. Toplu iş sözleşmeleri ve bazı özel meslek grupları için öngörülen yazılı sözleşmeler de yazılı yapılmadığında geçersiz olabilir.
Gerçek dışı amaçlarla yapılan iş sözleşmeleri de hukuken geçersizdir. Vergi kaçırmak veya sigorta primi ödememek için düzenlenen iş sözleşmeleri hukuken yok hükmündedir. Eğer işçi sadece sigortalı gösterilmek amacıyla işe alındıysa ve fiilen çalışmıyorsa, bu sözleşme geçersiz kabul edilir.
Türkiye’de işçilerin yasal hakları, 4857 Sayılı İş Kanunu, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlarla korunmaktadır. İşçilerin temel hakları şu şekilde özetlenebilir:
Çalışanlar, yukarıdaki haklarının ihlal edilmesi durumunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, İş Mahkemelerine veya CİMER’e başvurarak yasal haklarını arayabilirler.